Malumunuz “batan
geminin malları” misali bir süre önce Star TV’yi Doğuş Grubu satın almıştı.
Açıkçası kanal,
geçmişi itibariyle biraz sabıkalı olsa da umarım yeni sahiplerine şans getirir
ve Türkiye’nin ilk özel kanalı olan Star TV, yeninden hak ettiği itibarı geri
kazanır.
Magic Box olarak
hayatımıza girip TRT’li günlerden bizi kurtardığında büyük sansasyon yaratmıştı
kanal. O dönemde sadece uydudan izlenebildiği için her evde yoktu.
Kanalı izleyebilmek
için uydular kuruldu, “çaktırmadan” ev ziyaretleri yapıldı.
Video klipleri ve
filmler yayınlandığında henüz RTÜK olmadığından dolayı sansüre maruz kalmadan,
şimdilerde gözleri arkadan iki elle kapatılmaya çalışan bizlerin, o zamanlar
gözleri fal taşı gibi açıktı.
Güler Kazmacı ile
telefonun “speaker” özelliğini öğrendik, Hüla Uğur ile kendi havamızın güzel
olmasının, her türlü hava şartından önemli olduğun keşfettik...
Türkiye’nin en güzel
kızlarını da Star sayesinde tescil ettik...
Yıllar içinde kanalın
sahipleri de, logosu da, bahtı da sürekli el değiştirdi.
Yeni bir “Star” doğuyor!
2011’in son
saatlerinde ise yepyeni bir logo ve yayın politikası ile “ben de varım” dedi.
Kanal, Doğuş Grubunun
ilk çok amaçlı ulusal eğlence ve yaşam kanalı olması nedeniyle stratejik bir
öneme sahip.
Gel gelelim, Doğuş
gibi televizyonculukta “seviye” çıtasını yukarılara taşımış bir grubun Star TV
için yaptığı ilk seçimlere...
Bir pazarlamacı
olarak takıldığım nokta özellikle logo çalışması oldu. Bu konuda gruba en derin
eleştirilerimi göndermeden edemeyeceğim.
Arjantinli bir ajansa
yaptırılan çalışma, daha ilk andan itibaren çok tartışılmaya başlandı.
Maalesef ortaya çıkan
ve diğer alternatiflerden daha uygun olarak kabul gören logo kendi gözümde tam
bir fiyasko...
CNBC’nin logosunun,
renkler olarak daha da abartılmış ve renk cümbüşü ile panayır yerini andıran
bir versiyonu gibi duran logo, kanalın ağırlığını azaltan bir çalışma olmuş
kanımca.
Oysa ki sınır
zorlanmasa, logo aynı zamanda bu kadar büyük tutulup izleyicinin gözüne
sokulmasa ne kadar da güzel olurdu.
Öte yandan logonun
altındaki, sıradan “fontlarla” yazılmış “STAR” yazısı ise bir o kadar yavan ve
kalitesiz bir yerel kanal havası vermekte. Bu yazının da geçiş süreci için
düşünülüp, birkaç ay içerisinde kaldırılmasını düşünmek istiyor insan.
“Global düşün, yerel
davran” sloganını hatırlatarak, birbirinden başarılı ve kreatif özellikleri ön
planda olan ajanslarımız, kanalın geçmişini ve manevi değerlerini çok iyi
tahlil edemediklerini düşündüğüm, çalışmayı hazırlayan Arjantinli ajanstan çok
daha fazla şans hak ediyorlar bence.
Biraz denge...
Yayın politikasını
ilerleyen günlerde daha net görebileceğiz elbet ama ilk gün seçimleri konusunda
hem gündemde kalmayı başaran, hem de yılın ilk dengesizliğini sergileyen bir
kanal izlenimi verdi Star TV.
Sabah “Merlin” isimli
diziyi yayınlarken, öğleden sonra gelen Pixar animasyonu “Up – Yukarı Bak” 2012
başlangıcı için ne kadar olumlu ve sıcaksa, yıllar sonra yeniden başlattıkları
“Pazar gecesi sineması” kuşağının ilk seçimi olan ve 2012’de dünyanın sonunun
geleceğini anlatan “2012” filminin de bir o kadar yanlış bir seçim olduğu
düşüncesindeyim.
Özellikle anlamadığım
nokta, “yepyeni imajımızla karşınızdayız, yeni yılla birlikte sizlere
yenilikler getiriyoruz ama baştan söyleyelim, yıl sonunda hepiniz öleceksiniz!”
mesajının mantığı nedir acaba?
Gelecek günler neler
getirir zaman gösterir ama Star TV’nin, geçmişteki makus talihini yenmesi ve
Doğuş Grubu’nun da, kanalın eski sahiplerinin başına gelenlerden sonra bu lanet
zincirini kırması en büyük temennilerimden biri olacaktır.
Star TV’ye başarılar
diliyor ve iade-i itibar yapmak istiyorum:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder