2 Ocak 2012 Pazartesi

Sihirli Kutu


Malumunuz “batan geminin malları” misali bir süre önce Star TV’yi Doğuş Grubu satın almıştı.

Açıkçası kanal, geçmişi itibariyle biraz sabıkalı olsa da umarım yeni sahiplerine şans getirir ve Türkiye’nin ilk özel kanalı olan Star TV, yeninden hak ettiği itibarı geri kazanır.

Magic Box olarak hayatımıza girip TRT’li günlerden bizi kurtardığında büyük sansasyon yaratmıştı kanal. O dönemde sadece uydudan izlenebildiği için her evde yoktu.

Kanalı izleyebilmek için uydular kuruldu, “çaktırmadan” ev ziyaretleri yapıldı.

Video klipleri ve filmler yayınlandığında henüz RTÜK olmadığından dolayı sansüre maruz kalmadan, şimdilerde gözleri arkadan iki elle kapatılmaya çalışan bizlerin, o zamanlar gözleri fal taşı gibi açıktı.

Güler Kazmacı ile telefonun “speaker” özelliğini öğrendik, Hüla Uğur ile kendi havamızın güzel olmasının, her türlü hava şartından önemli olduğun keşfettik...

Türkiye’nin en güzel kızlarını da Star sayesinde tescil ettik...

Yıllar içinde kanalın sahipleri de, logosu da, bahtı da sürekli el değiştirdi.


Yeni bir “Star” doğuyor!

2011’in son saatlerinde ise yepyeni bir logo ve yayın politikası ile “ben de varım” dedi.

Kanal, Doğuş Grubunun ilk çok amaçlı ulusal eğlence ve yaşam kanalı olması nedeniyle stratejik bir öneme sahip.

Gel gelelim, Doğuş gibi televizyonculukta “seviye” çıtasını yukarılara taşımış bir grubun Star TV için yaptığı ilk seçimlere...

Bir pazarlamacı olarak takıldığım nokta özellikle logo çalışması oldu. Bu konuda gruba en derin eleştirilerimi göndermeden edemeyeceğim.

Arjantinli bir ajansa yaptırılan çalışma, daha ilk andan itibaren çok tartışılmaya başlandı.

Maalesef ortaya çıkan ve diğer alternatiflerden daha uygun olarak kabul gören logo kendi gözümde tam bir fiyasko...

CNBC’nin logosunun, renkler olarak daha da abartılmış ve renk cümbüşü ile panayır yerini andıran bir versiyonu gibi duran logo, kanalın ağırlığını azaltan bir çalışma olmuş kanımca.

Oysa ki sınır zorlanmasa, logo aynı zamanda bu kadar büyük tutulup izleyicinin gözüne sokulmasa ne kadar da güzel olurdu.

Öte yandan logonun altındaki, sıradan “fontlarla” yazılmış “STAR” yazısı ise bir o kadar yavan ve kalitesiz bir yerel kanal havası vermekte. Bu yazının da geçiş süreci için düşünülüp, birkaç ay içerisinde kaldırılmasını düşünmek istiyor insan.

“Global düşün, yerel davran” sloganını hatırlatarak, birbirinden başarılı ve kreatif özellikleri ön planda olan ajanslarımız, kanalın geçmişini ve manevi değerlerini çok iyi tahlil edemediklerini düşündüğüm, çalışmayı hazırlayan Arjantinli ajanstan çok daha fazla şans hak ediyorlar bence.


Biraz denge...

Yayın politikasını ilerleyen günlerde daha net görebileceğiz elbet ama ilk gün seçimleri konusunda hem gündemde kalmayı başaran, hem de yılın ilk dengesizliğini sergileyen bir kanal izlenimi verdi Star TV.

Sabah “Merlin” isimli diziyi yayınlarken, öğleden sonra gelen Pixar animasyonu “Up – Yukarı Bak” 2012 başlangıcı için ne kadar olumlu ve sıcaksa, yıllar sonra yeniden başlattıkları “Pazar gecesi sineması” kuşağının ilk seçimi olan ve 2012’de dünyanın sonunun geleceğini anlatan “2012” filminin de bir o kadar yanlış bir seçim olduğu düşüncesindeyim.

Özellikle anlamadığım nokta, “yepyeni imajımızla karşınızdayız, yeni yılla birlikte sizlere yenilikler getiriyoruz ama baştan söyleyelim, yıl sonunda hepiniz öleceksiniz!” mesajının mantığı nedir acaba?

Gelecek günler neler getirir zaman gösterir ama Star TV’nin, geçmişteki makus talihini yenmesi ve Doğuş Grubu’nun da, kanalın eski sahiplerinin başına gelenlerden sonra bu lanet zincirini kırması en büyük temennilerimden biri olacaktır.

Star TV’ye başarılar diliyor ve iade-i itibar yapmak istiyorum:

Star olunmaz, Star doğulur...