18 Ekim 2008 Cumartesi

Program

Geçen yıllar yaramamış anladığım kadarıyla
Biraz göbek yapmışsın bakıyorum oturdukça.
Yağ bağlamış hayatın, eminim ki suç zamanın
Yazık değil mi bunca yıl hamlaşmış duyguların.

Gel yeniden başlayalım, güzel bir program yapalım
Önce yıllar boyu daralan nefesini açalım.
Sırayla yürümeye başla sonra hızlı adım koşmaya
Biraz pedal çevir ama kaptırıp da hızlanma.

Şimdi ağır kaldıracaksın, yeterince gergin olmalısın
Kolay değil bunca yıl sırtında neler taşıdın
Güçlü ol, korkma, altında kalmazsın.
Bir süre canın yanacak, belki kolların kalkmayacak
Sonrasında gücüne zorluklar dayanmayacak.

Antrenman bittiyse soyunma odasına dalalım
Sırtımızda terlemiş anıları çıkaralım.
Aman dikkat bekleyip üzerinde kurumasınlar
Ne olduğunu anlamadan adamı fena çarparlar.

Bundan sonra biraz sauna, biraz buhar banyosu
Duşla beraber arındır o paslı, yorgun ruhunu.

Bu programla beraber başla yeni hayata
İlk günün geçti bile şimdi sıra yarında
Her şey farklı olacak, çalışmayı sakın yarım bırakma!

4 Ekim 2008 Cumartesi

Gözyaşları

Bir damla gözyaşı akar yavaşça gözlerinden
Biraz nefret, biraz hüzün, biraz da kırgınlık süzülür yanaklarından.
Kızarsın kendine, “tutamadım onları” diye
Buz gibi soğuk ve kaya gibi sert olmalıydın yine.
Hâlbuki öyle miydin başlarda, ne söz vermiştin aslında
Hiç kimse seni ağlatamazdı, damlaları konduramazdı gururuna.

Mendil bile bulundurmazdın, tutardı o inatçı damarın
Olgundun çünkü, başroldeyse geçirdiğin yılların.

Marifet mi sanırsın susmayı, manasızca tek noktaya bakmayı?
Söylesene bir günde kaç kez pas geçtin odandaki aynayı?
Kalbindeki git gellerle savaşan beynini bu kez galip mi sanıyorsun?
Bence sen sadece kendini kandırıyorsun.

Barışık olmayı denesen derim biraz da kendinle
Ne olur ki sanki başlasan ortadan katlı bir mendille.
Gözünden inen bir damla ufaltmaz ki hiç seni
Hatta bir de hıçkırsan, serbest bıraksan yüreğini.

Son bir nasihat sana, ağlamaktan hiç korkma
Yaşların olduğu sürece ruhunda da hayat var unutma.