1 Aralık 2007 Cumartesi

Sorular...

Gözlerin gördüğünü sen de görüyor musun?
Kalbin sesini duyuyor musun?

Açtın mı gül yüzünü gökyüzüne?
Son bir kez el salladın mı üzüntülerine?
Güçlüydün belki görüntüde de, kabul ettirdin mi bunu kendine?

Sevdin mi hiç karşılıksız bir tutkuyla?
Gecelerce düşünüp kaldın mı hiç sabahlara?
Belli belirsiz ışığı tercih ettin mi karanlığa?

Kaç gün geçti farkında mısın?
Okyanustaki fırtınanın ortasında mısın?
Bir yıldız kaysa yerine koyar mısın?
Her adımda arkana bakar mısın?

Geçmişten gelen anılarla mı yaşadın yıllarca?
Olgunluğunu acılara mı bağladın yoksa?
Ya zaafların?
Onları da kabullendin mi usulca?

Keder de bir nevi kader mi dersin?
Kendinle yüzleşmek ister misin?
Bu soruların cevaplarını bir kerede verebilir misin?

Başaramasan da yeniden denemeye ne dersin?

4 yorum:

  1. Peki keder sence kader mi?

    YanıtlaSil
  2. Sadece keder değil tüm soruların cevapları bizde saklı bence. Kederin de kader olup olmaması bir yerde bize bağlı diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. evet bize bağlı... ama keder, kader de olabilir... sen ne kadar olumlu olursan ol, iyi davran kendine, her sey ters giderse bundan da mutlu olamazsın ki.. kaderse bu ugursuzluk, bu keder; sen ne yapabilirsin ki?
    bu arada güzeldi, yalnız sorular çok zor itiraf edeyim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elif Şafak`ın dedigi gibi: Kader yolun tamamı degil, sadece yol ayrimlarini verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatinin hakimisin, ne de hayat karsisinda çaresizsin.

      Sil